Diz Kireçlenmesi
Prof. Dr. Murat Bezer Anlatıyor...

Diz Kireçlenmesi

Diz Kireçlenmesi Nedir?
Diz kireçlenmesi, diz eklemindeki kıkırdağın yapısının bozulması ve buna bağlı olarak eklemin fonksiyonlarındaki azalma anlamına gelmektedir. Zaman içerisinde eklem hareketleri kısıtlanır, bacaklarda şekil bozukluğu ve eğilme başlar.

Diz kireçlenmesi kimlerde görülür?

Diz kireçlenmesi, özellikle 45 yaş üzerinde görülse de, genç yaş grubunda da görülebilir. Kadınlarda, erkeklerden daha sık görülmektedir.

Diz kireçlenmesine yol açan nedenler nelerdir?

Yaş: Yaş ilerledikçe, kıkırdak yapının iyileşme kabiliyeti azalmaktadır. Her insan, ilerleyen yaşlarda, şikâyetleri olmasa bile kireçlenmenin değişik evreleriyle karşılaşacaklardır.

Şişmanlık: Kilo fazlalığında, özellikle dizlere binen yük ve basınç artar. Alınan her kilo, diz eklemine 3-4 kilo daha fazla ağırlık yüklenmesi demektir.

Kalıtsal sebepler: Diz ekleminde kireçlenmeye neden olabilecek genetik değişikler olabilir. Ayrıca kalıtsal anormalliklere bağlı diz eklemindeki kemiklerde meydana gelen şekil bozukluğu da kireçlenmeye neden olabilir.

Cinsiyet: Kadınlarda, özellikle 55 yaş sonrasında daha sık görülür.

Tekrarlayan ve zorlayıcı hareketler: Çoğunlukla mesleki durumlara bağlı olarak gelişir. Eğilmeyi, diz üzerine çökmeyi ve ağır yük kaldırmayı gerektirecek mesleklerle uğraşanlarda, diz ekleminde aşırı yüklenmeye bağlı olarak diz kireçlenmesi görülebilir.

Fiziksel aktivite: Futbol, tenis oynayan veya uzun mesafeli koşu yapan sporcular, diz kireçlenmesi açısından risk altındadırlar.

Hastalıklara ikincil durumlar: Romatoid artrit hastalarında, sıklıkla diz kireçlenmesi görülür.

Diz kireçlenmesinin belirtileri nelerdir?

Diz eklemini bükmede ve düzeltmede zorlanma

Aktiviteyle artan, dinlemeyle bir miktar azalan ağrının varlığı

Diz ekleminde şişlik ve sıcaklık hissi

Diz ekleminde sabahları veya bir süre oturduktan sonra ayağa kalkarken sertlik hissi

Yürüyüş mesafesinde kısalma

Merdiven çıkarken zorlanma

Yürürken diz ekleminden ses gelmesi

Diz Kireçlenmesinde Nasıl Tanı Konur?

Doktorunuz size ayrıntılı bir fizik muayene yapacak ve şikâyetlerinizi dinleyecektir. Hangi hareketleri yaparken ve hangi durumlarda ağrının arttığını, doktorunuza söylemeyi unutmayın. Ayrıca ailenizdekireçlenme hastalığı olan bireyler varsa doktorunuza bildirin.

Doktorunuz sizden röntgen filmleri isteyecektir. Röntgen filmleriyle diz eklemindeki kemik çıkıntılar, kemik ve kıkırdak yapıdaki bozukluklar görülebilir. Ayrıca, bağların ve menisküslerin yapısı hakkında fikir sahibi olmak için MR istenebilir.

Diz Kireçlenmesinde Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Diz kireçlenmesinin tedavisindeki ilk amaç, ağrının dindirilmesi ve hareketliliğin arttırılmasıdır.

Kilo verme: Verilen çok az kilo bile, diz eklemine binen yükü azaltarak ağrının şiddetini düşürebilir.

Egzersiz: Diz çevresindeki kasların güçlendirilmesiyle eklem sağlamlığını koruyabilir ve ağrının dindirilmesi sağlanabilir.

Medikal tedavi: Ağrının kontrol altına alınmasına yardımcı olur. Yan etkilerinden dolayı uzun süreli kullanılmaları önerilmez.

Eklem içi enjeksiyon uygulamaları: Dizde şişlik varlığında eklem içi kortizon uygulaması şişliğin inmesine ve ağrının kontrol altına alınmasını sağlayabilir. Bizim vücutta oluşturduğu yan etkiler nedeniyle kullanmadığımız, genelde nadir tercih edilen bir uygulamadır. Hyaluronik asit doğal olarak eklem sıvısında bulunan bir maddedir. Bu madde eklemi oluşturan kemiklerin düzenli bir şekilde diğeri üzerinden kaymasını ve eklem yük dağılımı esnasında şok absorbsiyonunu sağlar. Hyaluronik asit preparatlarının eklem içinde kıkırdak oluşumunu arttırdıkları bildirilmiştir. Son zamanlarda sık olarak diz içine hastanın kanından elde ettiğimiz kök hücre enjeksiyonlarını sık olarak kullanmaktayız. Trombosit kaynaklı kök hücre tedavisi (PRP, Orthokine vb) diz artritinde bir miktar düzelme sağlayarak protez cerrahisine ihtiyacı azaltmaktadır.

Destekleyici, alternatif yöntemler: Glukozamin vücutta doğal olarak bulunan bir maddedir  ve eklem kıkırdağının şekillenmesini ve onarımını uyarma özelliğine sahiptir. Kondroitin sülfat ise eklem kıkırdağı oluşumunu engelleyen  enzimleri azaltma özelliği olan bir yapıya sahiptir. Bu iki madde MSM denilen antioksidan ile kombine edildikleri ilaçların hastaların şikayetlerini azaltırlar.

Fiziksel ve meslek-odaklı terapiler: Günlük aktivitelerde sorun yaşayan hastalara önerilmektedir. Fizik tedaviyle kasların güçlendirilmesi ve eklem hareketlerinin artırılması amaçlanır. Meslek terapisinde hastaya, uğraştığı mesleği yaparken hangi yöntemlerle ağrının azaltılabileceği öğretilir.


RANDEVU TALEP EDİN
BİLGİLERİNİZİ BIRAKIN SİZİ ARAYALIM